İletişim için

Tiroid bezi hakkında bilmeniz gerekenler

Tiroid bezinin yaptığı hormonlar tüm vücuda kan yolu ile dağılırlar ve vücudun enerjiyi nasıl kullanacağını düzenlerler. Tiroid bezi de hipofiz bezi, yumurtalıklar, adrenal bezler ve pankreas gibi endokrin sistemin bir parçasıdır. Tiroid, boynun ön tarafında bulunur ve şekli bir kelebeğe benzer.

Tiroid bezinin salgıladığı hormonlar, gözler, kalp, cilt, tüyler, metabolizma ve barsak fonksiyonlarında görev alırlar. Ayrıca beyin gelişimi ve fonksiyonlarının düzenlenmesinde de önemli işlevleri vardır. Tiroid bezi, beynin tabanında bulunan bezelye büyüklüğündeki hipofiz bezi tarafından komuta edilir. Hipofiz bezi kanda dolaşan tiroid hormon miktarını ölçer ve kandaki hormon miktarı azaldığında tiroid bezine daha fazla hormon yapmasını, kandaki hormon miktarı arttığında ise daha az hormon yapmasını emreder. Bu da kandaki tiroid hormon miktarının devamlı olarak dengede kalmasını sağlar.

Tiroid bezi, hormon yapmak için iyot kullanır. Besinlerle alınan iyot barsaklardan emilerek kan dolaşımına karışır ve tiroid bezine taşınır. İhtiyacımız olan iyodu ise en çok deniz ürünleri, başta yoğurt olmak üzere süt ürünleri ve iyotlanmış tuz yolu ile  alabiliriz. Tiroid hormonu yapımının bu aşamalarında ortaya çıkan aksaklıklar, çok az veya çok fazla hormon yapımı ile sonuçlanan bazı tiroid bezi hastalıklarına yol açar. Bu hastalıklar genelde ailesel olup diğer aile bireylerinde de ortaya çıkabilir. Ayrıca kadınlarda daha sık görülürler.

Fazla hormon yapımına "hipertiroidizm" denir ve başlıca barsak hareketlerinde artış, aşırı terleme, kilo kaybı, sinirlilik, yorgunluk, görme problemleri, kadınlarda hafif adet düzensizlikleri, anksiyete, gerginlik gibi sorunlara yol açabilir. Hormon yapımının azaldığı duruma ise "hipotiroidizm"  denir ve başlıca kabızlık, soğuğa tahammülsüzlük, kilo artışı, cilt ve saçlarda kuruma, kadınlarda ağır adet düzensizlikleri ve yorgunluk görülebilir.

Eğer bir tiroid hormon bozukluğunuz varsa, öncelikle size verilen ilaçları tarif edildiği şekilde düzenli kullanmalısınız, ilaçlar arası etkileşim açısından bilgi sahibi olmalı, dengeli beslenmeli, egzersiz yapmalı ve yeterli miktarda uyumalısınız. Ayrıca hekiminizce nodül varlığı açısından tarama yapılmalıdır. Nodüller boyun ön tarafından tiroid bezinizin bulunduğu konumda yumru şeklinde elinize gelebilir veya tiroid bezinde şişmeye neden olabilir. Ancak çoğu zaman hiç bir belirti vermezler. Nodüller genellikle hormon yapımını ve tiroid fonksiyonlarını bozmazlar. Ayrıca nodüllerin %90'dan fazlası zararsızdır ancak küçük bir kısmı kanseröz olabilmektedir. Tiroid kanserleri en sık görülen endokrin kanserlerdir. Çocukluktan yaşlılık dönemine kadar her yaşta görülebilmektedir, ancak tiroid kanser vakalarının 2/3'ü 20-55 yaş arasında saptanmaktadır. Erken evrede hemen tamamı hiç bir şikayet ortaya çıkarmayan bu kanser türünde tanı koymanın tek yolu ultrason eşliğinde yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisi denilen yöntem ile biyopsi yapmaktır. Her nodüle biyopsinin gerekmeyebileceği unutulmamalıdır. Bu konuda hekiminiz yol gösterecektir. Eğer hekiminiz biyopsinin gerektiğini söylüyorsa, mutlaka biyopsi yaptırmalısınız. Tiroid kanserlerinin büyük bir kısmında tedavi başarısının oldukça yüksek olduğu unutulmamalıdır.

Kaynak:

J Clin Endocrinol Metab. 2014 Sep;99(9):33A-4A.