Et, süt, kurubaklagil, meyve-sebze, tahıl gibi besin grupları günlük beslenmemizin en önemli kısmını oluştururlar. Vücuda alınıp sindirildikten sonra da ihtiyaç duyduğumuz enerjinin sağlanmasında rol alırlar. Yemek yememizdeki en temel amaç da budur; enerji… Enerji sağlamalarının yanı sıra her grubu ayrı ayrı incelediğimizde içlerinde bulunan farklı birçok besin öğesi karşımıza çıkar. Bu besin öğelerinin de vücuttaki faydaları/zararları çeşitlilik göstermektedir.
Kanser yönünden değerlendirildiğinde, beslenmenin kanserin önlenmesi ve tedavisinde önemli rolü olduğu bilinmektedir. Ancak besin öğeleri tek tek değerlendirildiğinde net sonuçlara varmak daha zordur ve zaman alır. Günümüze kadar yapılmış olan çalışmalardan elde edilen sonuçlar bir araya getirildiğinde etkisi kanıtlanmış olanlar şöyledir;
Meyve ve Sebzeler:
Meyve ve sebzelerin ağız, gırtlak, yemek borusu, mide, akciğer, pankreas, prostat gibi kanserlere karşı koruyucu olduğuna dair kanıtlar mevcuttur. İçlerinde yer alan vitamin-mineral ve fitokimyasallar bu etkinin ortaya çıkmasında rol oynayan başlıca öğelerdir. Besinlerde her renk farklı besin öğeleri anlamına gelir. Bu nedenle sağlıklı kalmak ve kanserden korunmak istiyorsanız renkli beslenmeye özen gösterin.
Diyet Posası:
Posa bitkilerde bulunan, vücut tarafından sindirilemeyen bileşiklerdir. Özellikle kurubaklagiller (mercimek, kurufasulye, nohut, vb.), tahıllar, meyve-sebzeler en önemli posa kaynaklarıdır. Dışkının hacim kazanmasını sağlayarak sindirim sistemini hızla terk etmesini sağlar; bu sayede bağırsaklarda bir süpürge görevi görür. Bu nedenle kalınbağırsak kanseri başta olmak üzere birçok kanser türüne karşı koruyucu özellik gösterir.
Protein:
Et, tavuk, balık, peynir, yumurta beslenmemizdeki en temel protein kaynaklarıdır. Ancak bunlardan bazıları vücutta kanser riskini arttırıcı yönde etki gösterirler. Yapılan çalışmalarda yüksek miktarda kırmızı et ve işlenmiş et tüketenlerin kalın bağırsak kanseri olma riski daha yüksek bulunmuştur. Özellikle de salam, sosis, sucuk, füme, vb. gibi işlenmiş etler doğrudan karsinojenik olarak sınıflandırılmıştır. Elde edilen veriler değerlendirildiğinde en güçlü etkiler kalın bağırsak için olup, aynı zamanda mide kanseri riskine de katkı sağladıkları görülmüştür.
Yapılan değerlendirmede işlenmiş et tüketimindeki her 50 g’lık artışın kolorektal kanser riskini % 18 arttırdığı belirlenmiştir.
Süt ve Süt Ürünleri:
Süt ve ürünleri denildiğinde süt, yoğurt, peynir, kefir gibi birçok besin akla gelmektedir. Yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde bu besinlerin kanser üzerine etkilerinin farklı olabileceği bulunmuştur. Bunlar içerisinde sütün kalın bağırsak ve mesane kanserine karşı koruyucu etkisinin olabileceği yönünde sonuç elde edilmiştir.
Alkol:
Alkolün birçok kanseri tetiklediği yönünde güçlü kanıtlar elde edilmiştir. Bu nedenle kanserden korunmak için mümkün olduğunca alkolden kaçınılması önerilmektedir.
Enerji Dengesi:
Enerji dengesi, vücuda yiyecekler yoluyla aldığımız enerji ile harcadığımız enerji arasındaki dengeyi ifade etmektedir. Yapılan çalışmalar aşırı besin alımı ya da yetersiz fiziksel aktivite nedeniyle ihtiyaçtan fazla enerji alınmasına bağlı olarak oluşan şişmanlığın birçok kanser riskini arttırdığını göstermektedir. Bu nedenle kanserden korunmak için sağlıklı vücut ağırlığının korunması önemlidir.
Kaynak:
American Society of Clinical Oncology. The Role of Major Nutrients in Cancer Prevention. reviewed and approved by the Cancer.Net Editorial Board, 03/2014.